Hedefe yönelik tedaviler sedef hastalarına umut oluyor
Psoriasis (sedef hastalığı) dünyada 100 milyonun üzerinde bireyi etkiliyor[1]. Dünya Psoriasis Gününde açıklamalarda bulunan Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği Başkanı, Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Nilgün Atakan, kronik bir hastalık olan psoriasiste hastaların, son 10 yılda yaygın olarak kullanılan hedefe yönelik kişiselleştirilmiş tedavilerle tama yakın temiz deri ile yaşamlarını sürdürebildiklerini vurguladı.
Dünya Psoriasis Gününde açıklamalarda bulunan Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği Başkanı, Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Nilgün Atakan, sedef hastalığı ve tedavisine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Atakan, sedef hastalığının (psoriasis) genel olarak nüfusun yüzde 1 ila 3'ünde görülürken, Türkiye'de 2 milyona yakın sedef hastasının olduğunun tahmin edildiğini belirtti: “Sedef hastalarının yüzde 70'ini 40 yaş altı genç erişkinler, üçte birini ise çocuklar oluşturuyor. Hastalığın kadın ve erkeklerde görülme oranı ise eşit”.
En yaygın belirtiler kırmızı döküntüler
Sedef hastalığının, deride zemini kırmızı, üzerindeyse beyaz kepeklerle kaplı döküntüler şeklinde ortaya çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Nilgün Atakan, “Hastalığın tutulum yerleri sıklıkla saçlı deri, diz, dirsek, sırt bel bölgesi ve kol ve bacakların dış yüzeyleridir ve plaklar genellikle simetrik yerleşimlidir. Hastalık çoğunlukla, sözünü ettiğim tipik klinik bulguları nedeniyle kolayca tanınabiliyor. Tanı ile ilgili süpheli durumlarda ise nadir olarak biyopsi yapılarak histopatolojik inceleme istenir. Kalın kırmızı deri, kabuklanma, kalınlaşmanın yanı sıra kaşıntı, kuruma ve ağrı gibi belirtiler de tabloya eşlik edebilir” dedi.
Travma gibi çevresel faktörler sedefi tetikleyebiliyor
Sedef hastalığının ortaya çıkışında genetik yatkınlığın söz konusu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nilgün Atakan, çeşitli çevresel faktörlerin hastalığı tetikleyici rol üstlendiğinin de altını çizdi. Prof. Dr. Atakan'a göre bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, bazı ilaçlar ve travma sedef hastalığını tetikleyen ya da şiddetlendiren çevresel faktörler olarak tanımlanırken, özellikle çocukluk çağı psoriasisi ve tonsillit arasında iyi bilinen bir ilişki de söz konusu.
Sedef hastalığına kalp, obezite ve romatizmal hastalıklar da eşlik edebiliyor
Hastaların büyük bir bölümünde yaşam kalitesini belirgin olarak olumsuz etkileyen sedef hastalığının günümüzde sadece deriyi etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmediğini paylaşan Prof. Dr. Nilgün Atakan, “Hastalığa birçok sistemik hastalığın da eşlik ettiği biliniyor. Hastaların üçte birinde sedef romatizması gelişirken, sedef vakalarının yaklaşık yarısına kalp damar hastalıkları, diyabet, obezite, yağlı karaciğer hastalıkları ve depresyon eşlik ediyor. Sedef hastalığının tedavisi diğer hastalıkların seyrini de etkilediğinden büyük önem taşıyor” dedi.
Psoriasis tedavisi her hastanın ihtiyacına göre planlanmalı
Kronik bir hastalık olan psoriasiste tedavinin her hastanın ihtiyacına göre planlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nilgün Atakan kişiselleştirilmiş tedavilerin etkisini vurguladı: “Temel prensip uygun hastaya, doğru zamanda, doğru tedaviyi başlamak olarak kabul ediliyor. Tedavi yaklaşımında hastalık şiddetinin ve yaşam kalitesinin belirlenmesinin yanı sıra eklem tutulumu, eşlik eden diğer sistemik hastalıkların varlığı ve tırnak tutulumu da tedavi seçiminde etkili oluyor. Hafif hastalarda kremlerle yapılan tedaviler yeterli olurken, genellikle orta ve şiddetli hastalarda sistemik tedavi gerekiyor. Özellikle son 10 yılda yaygın olarak kullanılan hedefe yönelik kişiselleştirilmiş tedavilerle hastalarımız tama yakın temiz deri ile yaşamlarını sürdürebiliyorlar.”
Lilly İlaç Medikal Direktörü Dr. Levent Alev ise “Misyonumuz, yıpratıcı hastalıklardan muzdarip olan hastalar için yaşamı iyileştirmektir. Bu, psoriasis (sedef hastalığı) tedavisindeki beklentiler konusunda da çıtayı yükseltmek anlamına geliyor. Psoriasis tedavisine ve bu alandaki karşılanmamış ihtiyaçları gidermeye yönelik çalışmalarımızı daha da ileriye taşımaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İlgili Kişi:
Eray Çoşan
Bordo PR
0 533 927 23 97
erayc@bordopr.com
Lilly İlaç hakkında
Tüm dünyadaki insanların yaşamlarını iyileştiren ilaçlar yaratmak için, insana verilen değeri keşif ile birleştirmek amacıyla 1876 yılında ABD'de kurulmuş olan Lilly, 140 yılı aşkın süredir devam eden güçlü bir mirasa sahiptir. Dünya çapında yaklaşık 34.000 çalışanı olan Lilly'nin, 8 ülkede üretim tesisi bulunmakta ve ürünleri 120 ülkede pazarlanmaktadır. Araştırma ve geliştirme alanında 7900'den fazla çalışanı ve 8 ülkede Ar-Ge merkezi bulunan Lilly, 55'ten fazla ülkede klinik araştırmalar yürütmektedir. Lilly, Türkiye'deki faaliyetlerine 1950'lerde, ürünlerinin bir Türk şirketi ortaklığında üretilip dağıtılmasıyla başlamış, 1993 yılında bu çalışmalarını Lilly İlaç Ticaret Ltd. Şti. çatısı altında toplamıştır. O tarihten bu yana Lilly, Türkiye'de, diyabet, endokrinoloji, osteoporoz, merkezi sinir sistemi hastalıkları, onkoloji, psoriasis ve erkek sağlığı alanlarında çeşitli ürünlerini Türk tıbbının kullanımına sunmaktadır. www.lilly.com.tr , www.facebook.com/LillyTurkiye
[1] Global Report on Psoriasis, World Health Organization, 2016, ISBN 978 92 4 156518 9.